Tasarrufa Dayalı Faizsiz Finansman Sistemine İlişkin Önemli Düzenlemeler Yapılıyor!

Ülkemizdeki bireylerin özellikle son dönemde başta konut ve taşıt olmak üzere sair varlık edinimlerinde özel firmalar aracılığıyla tasarrufa dayalı faizsiz finansman sistemine dahil oldukları sıklıkla görülmektedir. Nitekim, yine son dönemde bu hizmeti sağlayan firma sayısında önemli bir artış olmuştur.

Söz konusu firmalar, ana prensip olarak yurtdışında da örnekleri bulunan dönüşümlü kredi tasarruf birliklerine benzer şekilde faaliyetlerini yürütmekte, farklı yöntemler ile müşterilere faizsiz şekilde varlık kazandırmaktadırlar. Bu noktada amaç, bireylerin bir topluluk halinde tasarrufa teşvik edilmesi ve belirli bir vade sonunda finansmana ulaşmalarıdır.

Bu kurumlar tarafından sağlanan hizmetler teknik olarak incelendiğinde, sunulan hizmetin bir finansal aracılık hizmeti niteliğinde olduğu ı görülmüştür.  Bu bağlamda da finansal hizmetlerin Türkiye’de özel kanunlar ile lisanslı faaliyetler olarak düzenlenmekte olmasından hareketle, tasarrufa dayalı faizsiz finansman sistemi kapsamındaki faaliyetlerin de benzer düzenlemelere tabi tutulması gerekliliği sonucu doğmuştur.

Geçtiğimiz yıl içerisinde bahse konu regülasyon gerekliliği sık sık gündeme gelmiş, bu bağlamda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK”) tarafından çalışmalar yapılmıştır. Akabinde 2020 yılı sonlarına doğruda ise bu husus Türkiye Büyük Millet Meclisi (“TBMM”) gündemine girmiştir.

Bu bağlamda süregelen tartışmalar neticesinde “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” (“Kanun Teklifi”) TBMM ilgili komisyonunda görüşmeye açılarak 17 Şubat 2021 tarihi itibariyle kabul edilmiş kanunlaşmak üzere TBMM genel kuruluna sunulmuştur.  Halihazırda mecliste görüşülmek üzere beklemekte olan bu teklifin meclise sunulduğu şekliyle öngördüğü hususlara dair çalışmamızı aşağıda paylaşıyoruz;

Kanun Teklifi Neler Getiriyor?

Öncelikle, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun ismi “Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu” (“Kanun”) olarak ve Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği’nin adı “Finansal Kurumlar Birliği” olarak değiştirilecektir.  Ayrıca Kanun’un 2’nci maddesinde yer alan “Finansman Şirketi” ifadesinin “Finansman Şirketi veya Tasarruf Finansman Şirketi” olarak değiştirilmesi, böylelikle bu şirketlerin de Kanun kapsamındaki düzenlemelere tabi kılınması önerilmektedir.

Finansal Kurumlar Birliği’ne Üyelik

Yukarıda da belirttiğimiz şekilde Kanun Teklifi’nin 9’uncu maddesi ile 6361 sayılı kanunun 40’ıncı maddesinin başlığı Finansal Kurumlar Birliği olarak değiştirilmesi öngörülmektedir. Bununla birlikte maddenin yeni haline göre “Şirketler ve 5411 sayılı kanunun 143 maddesinde düzenlenen Varlık Yönetim Şirketleri ile kurumun gözetim ve denetimine tabi diğer kuruluşlardan kurulca uygun görülenler tüzel kişiliği haiz ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan birliğe faaliyet yerini aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde üye olmak zorundadır.” Maddenin gerekçesinde bakıldığında ise; Birliğe, Varlık Yönetim Şirketleri ile BDDK’nın gözetim ve denetimine tabi kuruluşlardan BDDK tarafından uygun görülenlerin de üye olmaları amaçlanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Kanun Teklifi’nin onaylanmasıyla birlikte Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliğinin ismi “Finansal Kurumlar Birliği” olarak değiştirilecek ve varlık yönetim şirketleri ile BDDK gözetim ve denetimine tabi diğer kuruluşlardan uygun görülenler Birliğe üye olabilecektir.

Tasarruf Finansman Sözleşmesi Nedir Tasarruf Finansmanı Faaliyeti Nasıl Tanımlanıyor?

Atipik ve karma nitelikte bir sözleşme olarak değerlendirilebilecek olan ve Tasarruf Finansman Şirketlerinin müşterileri ile akdettiği sözleşmelerde mevcut sistemin hukuki yapısı hakkında açık ve net ifadelere net verilmemektedir. Muhteviyatı itibariyle sıradan bir konut/araç finansman sözleşmesine benzese de esasen şirket tarafından yüklenilen edim bir organizasyondan ibaret olduğundan organize sözleşmesi de denebilir. Çünkü şirket sanılanın aksine bir kredi kuruluşu gibi doğrudan finansman sağlamamakta ve bir satış sözleşmesi de yapmamakta, yalnızca, “sisteme giren para – müşteri – satıcı” üçlemi arasında bir koordinasyon sağlamakta ve satış sözleşmesi yapılmasına aracılık etmektedir. Ancak, yasalaşması istenen mevcut Kanun Teklifi neticesinde sistem hakkında muğlaklığı giderilen birçok konu gibi sözleşmeye konu faaliyetin tanımı da yapılmakta ve söz konusu çelişkiler büyük oranda giderilerek açıklığa kavuşturulmaktadır.

Bu bağlamda tasarruf finansman sözleşmesi “belirli bir tasarruf tutarı ve dönemine bağlı olarak önceden belirlenmiş koşulların gerçekleşmesi şartıyla konut veya taşıt edinimi için müşteriye finansman kullanma hakkı veren, şirkete ise müşteriye ait birikmiş tasarruf tutarını yönetme, geri ödeme ve finansman kullandırma yükümlülüğü ile organizasyon ücreti alma hakkı veren, faizsiz finansman esaslarına göre düzenlenen sözleşme” olarak ve tasarruf finansmanı faaliyeti ise “bir sözleşme kapsamında önceden belirlenmiş koşulların gerçekleşmesi şartıyla konut veya taşıtın edinimi için faizsiz finansman esaslarına göre belirli bir süre tasarruf edilmesi, müşterilere finansman kullandırılması ve toplanan tasarrufların yönetimi” olarak tanımlanmıştır.

Bu faaliyet için tasarruf finansmanı şirketleri tarafından elde edilecek olan gelir ise organizasyon ücreti olarak nitelendirilmiştir.

Bahse konu faaliyetlere ilişkin kanun teklifinde aşağıda düzenlemelere gidilmiştir:

  1. Bu şirketler faizsiz finansman esaslarına göre faaliyet gösterir.
  2. Her bir müşteri grubu için ve müşteri bazında bağımsız bir tasarruf ve finansman planı düzenlenir.
  3. Grup halinde tasarruf uygulanmasında müşterilerin teminat tarihleri, grup için öngörülen toplam vade esas alınarak belirlenir.
  4. Tasarruf fonu havuz hesapları diğer hesaplardan ayrılmak zorundadır.
  5. Bu havuz hesapları, tasarruf finansman sözleşmelerinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi dışında kullanılamaz, hapis hakkına, alacağın devrine, alacağın temlikine ve takasa konu edilemez.
  6. Bu havuz hesapları rehin edilemez, teminat gösterilemez, müşterilerin tasarruf finansman sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları müstesna olmak üzere, kamu alacaklarının tahsisi amaçlı dahil haczedilemez, üzerine ihtiyati haciz konulamaz ya da iflas masasına dahil edilemez.

Kanun Teklifi ile ayrıca, oluşan fonların değerlendirileceği faizsiz yatırım araçlarının belirlenmesi ve faizsiz finansman esaslarına uygun tasarruf ve finansman yöntemlerinin de BDDK tarafından belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Hali Hazırda Tasarruf Finansmanı Faaliyetini Yürüten Şirketlerin Durumu Ne Olacak?

Kanun Teklifi’nin meclis gündeminde kabulünün akabinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği tarihte halihazırda tasarruf finansmanı faaliyetini yürüten şirketlerin yürürlük tarihinden itibaren en geç 6 ay içerisinde (“intibak süresi”) BDDK’ya başvuru yapmaları gerekmektedir. Aksi halde Kanun’a uyumlu hale gelmeme durumunda veya yeni hükümleri ihlal halinde, idari para cezalarından başlayarak, BDDK’nın şirketin tasfiyesine karar verebilmesine ve hatta hapis cezalarına kadar geniş bir yelpazede yaptırımlarla karşı karşıya kalınabilme riski söz konusudur.

Bu bağlamda şirketlerin ya başvuru tarihinden itibaren en geç 6 ay içerisinde mevcut durumlarını, yasalaşması halinde Kanun hükümlerine uygun hale getirmeleri ya da lisanslanma talepleri olmayacaksa müşteri hak ve menfaatlerini zarara uğratmadan tasfiye olacaklarına dair bir plan sunmaları gerekecektir.

Bahsi geçen 6 ay içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde BDDK tarafından bu şirketler için tasfiye kararı verilecektir. Yine başvuruları olumlu sonuçlanmayan şirketler için de tasfiye kararı alınma İhtimali söz konusu olacaktır.

Yine Kanun Teklifi uyarınca söz konusu 6 aylık başvuru süresi, Kanun’a uyum için ek bir plan sunulması ve planın BDDK tarafından sunulan planın uygun bulunması halinde, 6 ayı geçmemek üzere uzatılabilecektir.

BDDK’ya ayrıca, intibak süresini, yalnızca 100 milyon TL tutarındaki minimum sermaye şartı dışında kalan hususlar ile ilgili olmak üzere altışar ayı geçmemek üzere 2 kez daha uzatma yetkisi verilmiştir.

Başvuru esnasında bağımsız denetimden geçmiş mali tabloların sunulması beklenmektedir.

Müşteriler ile İmzalanan Mevcut Sözleşmeler Ne Olacak?

Kanun Teklifi’nin kabulü halinde yürürlüğe girecek olan Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce akdedilen sözleşmeler, Kanun’da ve ilgili mevzuatta yer alan düzenlemelere göre tadil edildikten sonra kullanılmaya devam edilebilecektir.

Kanun Teklifi kapsamında BDDK’ya mevcut sözleşmelerdeki tahsisat tarihlerini öteleme yetkisi de verilmektedir.

Asgari Ödenmiş Sermaye Tutarı Nedir?

Kanun Teklifi ile birlikte, Kanun’a tabi diğer şirketlerden farklı olarak tasarruf finansman şirketlerinin asgari ödenmiş nakdi sermayesi 50 milyon TL yerine 100 milyon TL olarak belirlenmiştir.

Tasarruf Finansman Şirketlerinin Yapamayacağı Faaliyetlere ilişkin kanun teklifinde aşağıda düzenlemelere gidilmiştir:

  • Konut veya taşıt ediniminden doğduğu tevsik edilemeyen borçların finansmanı,
  • Tasarruf finansmanı sözleşmesi dışında herhangi bir finansman,
  • Üçüncü taraflara borç verme,
  • Ortaklık payı edinme,
  • Her türlü belge, ilan ve reklamlarında banka izlenimi yaratacak ifadeler ve deyimler ve katılım ibaresini kullanma,
  • Yurtdışında tescil edilmiş konut ve taşıt alımlarını finanse etme.

Tasarruf Finansman Şirketlerinin Birleşme, Devralma, Bölünme ve İradi Tasfiyelerine ilişkin kanun teklifinde aşağıda düzenlemelere gidilmiştir:

Bu işlemlerin BDDK denetimi ve izni ile aşağıdaki şekilde yapılacağı belirtilmektedir:

  • Bu işlemler için BDDK’ya verilecek dilekçede mevcut yükümlülüklerin yerine getirilebileceğine ilişkin bir plan sunulması gerekmektedir.
  • Tasfiye ancak müşterilere olan tüm finansman yükümlülükleri ile diğer tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve alacaklıların tahsisi bizzat şirket tarafından yapılacak şekilde gerçekleştirilebilecektir.
  • Tasfiyeye giren şirket yeni müşteri kabul edemeyecek, yeni bir taahhütte bulunamayacaktır.
  • Bu işlemlere ilişkin olarak verilen izin; BDDK’ya sunulan plana uyulmaması ve işlemlerin müşterilerin hak ve menfaatlerine zarar vereceğinin tespiti halinde, BDDK’nın en az 5 üyesinin kararıyla iptal edilebilir. Bu durumda BDDK tarafından tasfiye kararı verilmekte olup bu karar genel kurul kararı niteliğindedir.

Koruyucu Düzenlemelere ilişkin kanun teklifinde aşağıda düzenlemelere gidilmiştir:

BDDK tarafından, maruz kalınan risklerin tespiti, tahlili, izlenmesi, ölçülmesi ve değerlendirilmesi amacıyla bazı düzenlemeler getirilecek olması temelde müşterilere Kanun ile birtakım haklar tanıyarak onları koruma alma amacından ibarettir.

Bu bağlamda:

  • Yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aşması veya aktiflerin vade itibariyle yükümlülüklerini karşılama tehlikesinin bulunması ya da aktiflerin kalitesinin mali gücü zayıflatıcı şekilde bozulması;
  • Gelir ve gider arasındaki ilgi ve dengenin bozulması nedeniyle öz kaynakların faaliyetleri emin bir şekilde yürütecek yeterliliğe haiz olmaması ya da bu duruma gelmek üzere olması;
  • Uygun hizmet birimleri ile iç kontrol, muhasebe, bilgi işlem ve raporlama sistemlerinin kurulmuş, bu birimler için yeterli personel kadrosunun oluşturulmuş ve personelin buna uygun görev tanımları ile yetki ve sorumluluklarının belirlenmiş olması şartlarının kaybolması ya da denetimi engelleyici bir durum oluşması;
  • Özkaynakların ödenmiş sermayenin üçte birine gerilemesi;
  • Etkin bir risk yönetimi sisteminin tesis edilememesi;
  • Güven ve istikrar bakımından finansal sisteme yönelik risk oluşturulması;
  • Kanun’a, Kanun’a ilişkin ikincil düzenlemelere ve BDDK Kurul kararlarına aykırı hareket edilmesi;

hallerinden bir ya da birkaçının varlığı halinde BDDK tarafından tasarruf finansman şirketinden alınması gereken önlemler ve atılması gereken adımlar belirli bir plan ve zaman çerçevesinde talep edilebilecektir.

Yine BDDK, bunun yanı sıra tahsilat tarihlerini de ötelemeye yetkili olacaktır.

Tasarruf finansman şirketleri, tasfiyeleri durumunda tasarruf sahiplerine ödenmek üzere, tahsil ettikleri organizasyon ücretlerinin binde 5’ini gelir hesaplarından ayırmak zorunda kılınmıştır. BDKK, bu oranı firma bazında 3 katına kadar çıkartmaya yetkili kılınmıştır.

Cezai Yaptırımlara ilişkin kanun teklifinde aşağıda düzenlemelere gidilmiştir:

Bir kısım cezai yaptırımlara aşağıdaki örnekler verilebilir:

  • Kanun’a eklenmesi önerilen madde 39/A 3 ve 4. fıkralarına aykırı işlemlerde 65.500 TL’den az olmamak üzere işlem tutarının 5 katı tutarında para cezası ve ayrıca bu işlemlerde bulunulması halinde ayrıca 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve 500 güne kadar adli para cezası,
  • Yine madde 39/A’ya aykırı işlemlerde 25.000 TL ile 50.000 TL arasında para cezası;
  • Kanun’a eklenmesi önerilen 39/B maddesinin ilk üç fıkrasında yer alan tasarruf finansmanı faaliyete aykırı işlemlerde 25.000 TL ile 50.000 TL arasında para cezası;
  • İzinsiz tasarruf finansman faaliyetinde bulunulması halinde BDDK tarafından tasfiye kararı verilmesi;

Zimmete ilişkin kanun teklifinde aşağıda düzenlemelere gidilmiştir:

Görevi nedeniyle zilyetliği kendine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren tasarruf finansman şirketi yönetim kurulu başkanı ve üyeleri ile diğer mensupları 6 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve 5.000 güne kadar adli para cezasına çarptırılacaktır. Ayrıca, şirketin uğradığı zararı tanzim etmek ile de yükümlü kılınmışlardır.

Eğer zimmet suçu, zimmetin ortaya çıkmaması için hileli davranışlar ile işleniyorsa ilgili kişiye 12 yıldan az olmamak kaydıyla hapis ve 20.000 güne kadar adli para cezası (şirketin uğradığı zararın 3 katını aşamaz) verilecektir.

Kanun teklifinde zimmet suçuna ilişkin olarak kapsamlı birçok düzenlemeye ayrıca yer verilmiştir.

Faaliyet İzninin İptali ve Şirketin Tavsiyesine ilişkin kanun teklifinde aşağıda düzenlemelere gidilmiştir:

BDDK en az 5 üyesinin kararı olmak kaydıyla aşağıdaki şartlardan birinin gerçekleşmesi halinde tasarruf finansman şirketinin faaliyet iznini iptal edebilir veya şirketi tavsiye edebilir:

  • Likidite düzeyinin sürdürülememesi,
  • Likidite düzeyinin sürdürülemeyeceğinin anlaşılması,
  • Likidite hesaplamasının güvenilir şekilde gerçekleştirilmemesi,
  • Likiditenin kasıtlı olarak yanlış hesaplanması,
  • BDDK’nın aldığı koruyucu düzenlemeler kapsamında talep edilen tedbirlerin belirtilen sürelerde alınmaması ya da kısmet veya tamamen yanlış alınmış olsa da mali bünyenin güçlenmesinin mümkün gözükmemesi, alınmayan tedbirler alınmış olsa da mali bünyenin güçlenmeyeceğinin tespit edilmesi.

Tasfiye kararı alınırsa, müşteri sözleşmelerinde yer alan finansman kullanma hakları uygulanmayacaktır.

Kanun Teklifi’nin 15’inci maddesinde tasfiye sürecine ilişkin olarak detaylı düzenlemelere yer verilmiştir.

Yani söz konusu Kanun Teklifi meclisin gündemine gelmiş olup, bu hali ile onaylanması ve Resmi Gazete’de yayınlanması halinde yukarıda belirtilen tarihlere kadar ilgili uyumlaştırma sürecinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Aksi halde bu şirketlerin tasfiyesi gerekecektir. Meclis gündeminde görüşülürken teklifte söz konusu olabilecek değişiklikler de yine tarafımızca duyurulacak ve son haline ilişkin önemli hususlar aktarılacaktır. Bu zamana kadar ilgili kişi ya da kurumların uyumlaştırma ile ilgili planlamaya başlamaları önem arz edecektir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir